26 Mayıs 2010 Çarşamba

Lösemili çocuklar için...


29 Mayıs Cumartesi günü Kuğulu Parkta saat 13.00 – 17.00 arası gerçekleştireceğimiz 9. Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası Şenliği için geri sayım başladı!

LÖSEV önderliğinde, gerçekleştirilecek olan 9. Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası’nı 29 Mayıs Cumartesi Günü Kuğulu Park’ta büyük bir coşkuyla kutlayacağız.

Yunus Günçe’nin renkli sunumuyla gerçekleşecek olan etkinliğimizde Ankara’nın tanınmış müzik gruplarından Parfüm’ün canlı performansı, üniversite topluluklarının ve kardeş okullarımızın gösterileri ve birbirinden renkli stantlarımız sizleri bekliyor.

Gelin hep birlikte Lösemiye karşı tek yürek olalım çocuklarımız için düzenleyeceğimiz bu etkinlikte onların sevinçlerinin bir parçası olalım.
LÖSEV

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Bir maden işçisinin anasına mektubu

Merhaba Validem,
Gerçi sen kızarsın validem deyince, "Aaa neymiş eski köye yeni adet mi geldi oğlum? Öyle valide, peder sevmiyorum bunları. Ana baba evladım, söyletme bin sefer." dersin hep.
Tamam anam diye yazıcam mektubu, aklıma geldi ya güldüm valla anam.
Şimdi deme sakın, "Bu deli oğlan bana niye mektup yazıp mahalledeki küçük Hasan'la yollamış?" diye. "Şunun şurası mesafemiz anca bir ya da bir buçuk saat. Bu oğlan sanki gelmeyecek bu gece eve, sabaha karşı olsa bile..." Haklısın ana bir terslik olmazsa ben zaten mektup daha sana gelmeden vararım eve... Niye yazıyorum şu mektubu, valla ben de bilemedim anam. İçim mi birikti ne... Şu öğle yemeği arasında karanlık madenin dibinden çıkıp güneş gözlerimi bir kamaştırınca, bugün fazladan da mola kapınca... Bizim Dursun'u gördüm. Elinde elma, kurulmuş hazan ağacının altına, kalemi almış yazıyor belli ki nişanlısı Aslı'ya. Komik adam bu... Ana bir sırıtıyordu görmen lazımdı. Aşık işte, aşık...
Ben de dedim kapayım kalemi kağıdı, biraz dökeyim içimi anama. Malum az görebiliyoruz birbirimizi, sen kalkarken ben yatıyorum genellikle. Tamam tamam, sesini duyar gibiyim şimdiden. Eh ben de istemem mi annem, bir yuva kurayım helal süt emmiş genç ve güzel bir hatunla. Kısmet... İnşallah darısı başıma. Ama ne olur peşinen kabul et, mahalledeki Şükran asla olmaz. Ne olur ısrar edip durma... Tamam bir şey dediğim yok, düzgün kız Allah için ama hani yeni moda bir laf var ya, "Elektrik alamadım" diyor herkes. İşte benimki de aynen ondan anam... Haa bak sana ne diyecektim; hazır yazarken sana maden dedikodusu da vereyim. Başımızdaki Ahmet bey biz ona "Meyd in Ahmet" deriz (İngilizce bir sözmüş anam, buraya ait demek gibi); dede oluyormuş, kafasındaki kaskı eline alıp "Lay lay laaay..." diyip dans etti tüm gün koca adam. En komiği de bugün kömürle koluna "C" harfi yapmış. Neymiş, torunun adı Ceyda olacakmış. Benim bildiğim bu yedinci torunu hem de. Ama hala ilk sefer gibi heyecan yapıyor valla.
Haa unutmadan yazayım, dün bizim maden gurubu arkadaşlarla bir karar aldık. Bu sefer "Meyd in Ahmet"e toplanıp altın almayacağız, bir tulum alacağız. Üzerine de torunlarının resimlerini bastıracağız. Öyle baskı yapan bir yer varmış Zonguldak'a bir saat uzaklığında...
Ya bak şimdi önümden bizim Mahmut geçti. Ana bu çocuk toparlanamayacak galiba. Neredeyse bir sene olacak eşi öleli, ama hiç ilerleme kaydedemedi, ruh gibi geliyor gidiyor madene. Bak aklıma ne geldi, bayılırdı senin sarmana. Bu Pazar yapsan da ben de davet etsem bize. Sana hep "Necla Ana" der... Belki iki kelime edersin sen, bakarsın bir faydası olur ana...
Bak sana söylemeyi de unuttum, ah benim aptal kafam. Hüsamettin dayı aradı dün, kendine cep telefonu almış. Valla şaka değil. Yaş 80 ama bizim dayı kendini hala 30 sanıyor. Gözü bile zor görüyor, alem adam. "Eee nasıl becerdin benim numarayı çevirmeyi?" dedim, bir de zılgıt yedim; "Vay deyus, sen adam oldun da beni mi aşağı alıyorsun?" diye.
Ya anam hazır yazmışken şu konuya da gireyim dedim. Bilirim ki benim için dertlenir, "Oğlum maden sakattır" der durursun. Sabahlara dek yolumu beklersin, için hep korkuyla doludur senin. Ama anam şu kömür kokusunu bir kere içine çekince, şakaklarına beyazlar düşmüş, elleri nasır tutmuş kazmacı Ali amcayı bile hala çalışıp çabalarken görünce korku morku kalmıyor bende. Ben mutluyum, sen sakın merak etme. Hem sen demez misin hep "kader" diye. Eee kaderimiz burada ölmekse, yok ki çare... Onun için o suratın hiç ekşimesin artık e mi?
Oooo mola derken kaptırıverdim gitti. Hava da kararmaya başladı bile, iş başına dönme zamanı... Seni seviyorum validem. Yok yok annem der, mektubumu burada sonlandırırım. Sabaha bana sakın bir şey hazırlama, dünden kalan tarhanayı ısıtır içerim ben.
................................................
Bu Hasan'ın anasına yazdığı son mektup oldu. Dursun'un Aslı'sına yazdığı da son mektuptu. Meyd in Ahmet son torununu göremedi. Mahmut belki de biricik karısının yanında şimdi. Kazmacı Ali amca da yok artık. Ve daha niceleri... ŞEHİT DÜŞEN TÜM MADENCİLERİN MEKANI CENNET OLSUN...
Ayşe ARAL - HÜRRİYET GAZETESİ

Halkçı Kemal yoksa Etro Kemal mi?

Kemal Kılıçdaroğlu 350TL’lik Etro marka gömlek giyiyor
CHP'nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun marka gömleği dillere düştü.
Dün Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 33. Olağan Kurultayı'nda delegelerin oylarının büyük çoğunluğunu alarak Genel Başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun 350TL'lik Etro marka gömlek giydiği ortaya çıktı.
''Halkçı Kemal Etro marka gömlek giyiyor''
Fakir fukara edebiyatı yapmakla suçlanan Kemal Kılıçdaroğlu'nun 350 TL'lik gömlek giymesi, ''Halkçı Kemal Etro marka gömlek giyiyor'' söylemlerini de beraberinde getirdi.
Twitter kullanıcıları tepki gösterdi
Böylesine önemli bir detayı yakalayan gazeteci Mehmet Ali Ilıcak oldu. Ilıcak'ın gözlerden kaçan bu detayı Twitter'da açıklaması çoğunluğu Kılıçdaroğlu yanlısı olan Twitter kullanıcılarının tepkisine yol açtı.
İşte Twitter'de dönen o muhabbet
AHMET HAKAN: Malicim, o gömleğin sezon sonu fiyatı 50 lira... ayrıca garip gureba diyen adamın saatinin ederini düşünseydin keşke...
ILICAK: Fakir fukara edebiyati yapiyorsan samimi olacaksin.Populist laflara siginma.
Etro gomlek bir sembol. Sezon fiati 350TL halkci kemalin. Demek iyiye ozlem var.
Umutlandim.
İktidar olursa havuzlu ev gelir.
AHMET HAKAN: İster misiniz bizim kemal sosyalizme geçip, mali'nin Beykoz konaklari'ndaki havuzlu villasına el koysun?
ILICAK: Halkci Kemal Ecevit'ten o Lakabı alabilmesi icin 350TL Etro gomlek giymeyecek.Sozde degil özde Halkci olacak.
Yoksa Gandi gelir Dandi gider!
İLKHABER

20 Mayıs 2010 Perşembe

ABD katlettiği kızılderililerden ’resmen’ özür diledi

ABD, maruz bırakıldıkları kötü muameleler ve şiddet eylemleri yüzünden yerli kabilelerden resmen özür diledi.
Başkent Washington'daki Kongre Mezarlığı'nda düzenlenen ve beş yerli kabile temsilcisinin de hazır bulunduğu törende, Cumhuriyetçi Senatör Sam Brownback yerlilerden özür dilemek için çıkarılan yasayı okudu.
Özür dilemek zordur ama...
Cherokee, Choctaw, Muscogee (Creek), Pawnee ve Sisseton Wahpeton Oyate kabilelerinin temsilcilerinin katıldığı törende Cherokee Şefi Chad Smith, böyle bir özür dilenmesini talep etmediklerini ancak özrün kabul edildiğini söyledi. Smith, ''Özür dilemek zordur ama bazen de özrü kabul etmek zordur'' diye konuştu.
Creek kabilesinin ikinci Şefi Alfred Berryhill ise özrün ''tarihi bir adım'' olduğunu söyledi. Törenin yapıldığı mezarlıkta 12 yerli kabileden toplam 36 kişi yatıyor.
İmzaladı
Brownback'in, çıkarılması için 2004 yılından beri çaba gösterdiği yasa tasarısı, geçen yıl hem Senatodan hem de Temsilciler Meclisinden geçmiş ve ABD Başkanı Barack Obama tarafından aralık ayında imzalanmıştı.
Sabah GAZETESİ

2 Mayıs 2010 Pazar

Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri mi?

Yıl 1990. alışkanlığıydı, derste masasında oturmaz, öğrencilerin arasında dolaşırdı. Yine bir gün ders anlatırken, bir kız öğrencinin diğerine bir kâğıt verdiğini görünce, yanlarına gidip kâğıda el koydu ve derse devam etti. Teneffüste notu okuyunca, beyninde şimşekler çaktı. "Bu bir elveda." Bir sonraki dersin öğretmeninden izin isteyip, notu yazan öğrenciyi çağırdı. Uzun bir sohbetten sonra öğrencisi, amcasının kendisine tecavüz ettiğini anlattı, ağlayarak. Tüm ailesi bir avlu etrafında amcalar, yengelerle yaşıyordu. Kaçış yoktu, intihar etmeyi düşünüyordu. Kızı sakinleştirdikten sonra öğrencisinin izniyle anneyle konuştu. Ardından aynı özenle babayla da konuşarak, olayın büyük bir faciaya dönüşmesini önledi. 40 yılını mesleğe adayan emekli öğretmen Süheyla Erol yıllar önce öğrencisiyle paylaştığı sıkıntılı günleri hâlâ unutamıyor. "Ne büyük mücadele verdim anlatamam. Sonunda çekirdek aile çocuklarını sarmalayıp ayrı evde yaşamaya başladı. Çocuk da liseyi bitirdi" diyor.
Yıl 2010. Ülke Siirt'teki dört ilkokul öğrencisinin yaklaşık 100 kişinin tecavüzüne uğradığı iddiasını duyuran haberle sarsıldı. Mağdur kız çocuklarının verdiği isimler arasındaki okul müdür yardımcısı kayıp. Bir müdür ve bir öğretmenin de karıştığı dava hâlâ soruşturma sürecinde.
Aslı ORTAKMAÇ - NEWSWEEK TÜRKİYE

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Burası Türkiye Çernişevski'de yasaklanır

Soruşturma konusu bulmakta insan aklının sınırlarını zorlayan üniversite yönetimleri, ünlü Rus yazar Çernişevksi'yi de unutmadı. Polis baskınında bir öğrenci evinde çıkan 'Nasıl Yapmalı', disiplin soruşturmasına gerekçe oldu. Bu şerefe erişen ise, Muğla üniversitesi yönetimi.
Muğla Üniversitesi Rektörlüğü ilginç bir soruşturmaya imza attı. Rektörlük, polis baskınında evinde ünlü Rus yazar Çernişevski'nin Nasıl Yapmalı kitabı bulunan öğrenci hakkında disiplin soruşturması başlattı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Ocak ayında Muğla Üniversitesi öğrencilerinden Nuri Nur'un evine polisler tarafından baskın yapıldı. Evdeki kitap, cd ve taşınabilir belleklere polisler tarafından el konuldu. Polis Nuri Nur'u serbest bıraktıktan sonra bu kez Sabahattin Yaprak adlı öğrenciyi Muğla Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi önünde gözaltına aldı.
Polisin öğrencilere yönelik gözaltı terörüne karşı tepki göstermesi beklenen üniversite yönetimi ise gözaltına alınıp evleri basılan öğrenciler hakkında soruşturma başlattı. Rektörlük, Muğla Sağlık Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinden Metin Karataş ve Barış Üçtepeler, Muğla Eğitim Fakültesi'nden Soner Baybo ve Kadir Keklik ile Fen Edebiyat Fakültesi öğrencilerinden Sabahattin Yaprak'a evde yasaklı yayın ve kitap bulundurdukları iddiasıyla disiplin soruşturması başlattı.
Polis baskınında bir öğrencinin evinde çıkan ünlü Rus Yazar Nikolay Çernişevski 'Nasıl Yapmalı', disiplin soruşturmasına gerekçe oldu. Öğrenciler ise Çernişevski'nin 'Nasıl Yapmalı?' adlı romanını Muğla Üniversitesi Kütüphanesi'nden alıp evlerine götürdüklerini anlattı. Öğrenciler, 'Kendi kütüphanenizdeki bütün kitapları toplatın ve orada çalışan bütün görevlilere de öğrencilere yaptığınız gibi soruşturma açın'' diyerek, soruşturmaya tepki gösterdiler.
ÇERNİŞEVSKİ KİMDİR?
Lenin'in 'militan bir demokrat' olarak tanımladığı Rus edebiyatının en önde gelen yazarları arasında bulunan ve Narodniklerin önderlerinden Nikolay Gavriloviç Çernişevski 17 Ekim 1889'da hayatını kaybetti.
Çarlık Rusya'sı ile Sosyalist Sovyetler arasındaki geçiş dönemini ve insan tipini ortaya koyması ve bir çığır açması bakımından dönemin politik dehalarının bile eleştirisini ve dikkatini çekti.
ANF

Kemal Sunal'a 1 Mayıs sansürü

Kemal Sunal'ın 1 Mayıs gösterilerine katıldığı Köşeyi Dönen Adam filmi neden ve nasıl sansürlendi.
Senaryosunu Müjdat Gezen'in "Eşeğin Karnındaki Elmas" adlı kitabına dayanarak Umur Bugay'ın yazdığı ve Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Köşeyi Dönen Adam" filminin final bölümü televizyon kanalları tarafından sık sık yayınlanıyor. Ama sansürlü olarak. Filmin sansürlenen bölümlerinde, Kemal Sunal, 1 Mayıs yürüyüşüne katılıyor ve Cem Karaca'nın seslendirdiği "1 Mayıs Marşı" eşliğinde kitleyle birlikte "İşçi sınıfı partisine özgürlük" sloganını atıyor. Bu arada, duvarlardan, pankartlardan ve afişlerden, "Devrim için savaşmayana sosyalist denmez", "Bütün ülkelerin işçileri birleşin", "İşçi sınıfı partisine özgürlük" ve "Faşizme geçit yok" sloganları okunabiliyor.
Filmin sansürlenen bir başka bölümü, duvara "1 Mayıs, işçinin emekçinin bayramı" yazılmasıyla başlıyor. Yine "1 Mayıs Marşı" eşliğinde duvar yazıları, grev gözcüleri, pankartlar...
FİLMİN TAMANINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ
Köşeyi Dönen Adam'ın sansürsüz hali (en azından şimdilik) video.google.com gibi internet sitelerinde bulunuyor. 22. dakika 15. saniyeden itibaren şuradan izleyebilirsiniz:
GAZETEOKU