Taksim son kez 1 Mayıs 1978’de işçilere verilmişti. Bir sonraki yıl artık Türkiye 12 Eylül’ü “olgunlaştırma” sürecinde epeyce yol almıştı. Ülkenin bazı kentlerinde sıkıyönetim ilan edilmişti. İstanbul’a da 1. Ordu Komutanı Org. Necdet Üruğ damgasını vurmuştu.
1 Mayıs 1979 günü sokağa çıkma yasağı ilan etti!
Zaten 12 Eylül’ün de vakti tamamdı, bir yıl sonra geldiler, herkesin işini bitirdiler!
Gençler için yukarıdaki “olgunlaştırma” vurgusunun açıklanması gerekiyor. 1980’de 2. Ordu Komutanı olan Org. Bedrettin Demirel, yıllar sonra Milliyet’teki bir Pazar söyleşisinde Yener Süsoy’a “aslında 12 Eylül’ü bir yıl önce yapacaktık” demişti:
-Ama olgunlaşmasını bekledik!
Bekledikleri “olgunlaşma” yılı içinde Nihat Erim, Gün Sazak ve Kemal Türkler’i öldürttüler!
DİSK VE 1 MAYIS
Türkiye’nin yakın tarihinde önemli bir köşe noktası oluşturan 1 Mayıs 1977, işçi sınıfının en güçlü olduğu dönemleri de simgeler. Türkiye’de grevli toplu sözleşmelerin başladığı yıl olan 1963 ile 1990 arasındaki dönemi kapsayan bir araştırmada işçi ücretlerinin satın alma değeri açısından (gerçek ücret) en yükseğe çıktığı yıl 1977 olmuştu.
O yıllarda fabrikalara giren işçilere “kaç lira saat ücreti verdiler?” diye sorulmazdı:
-Fabrika’da DİSK var mı? denilirdi…
Eğen işyerinde DİSK’e bağlı bir sendika var ise ücretler nasıl olsa bir toplu sözleşmede yaşanılır seviyeye çıkacaktı!
Neden?
Onun cevabını da Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın işçi sınıfına yazdığı güzelleme veriyordu:
“DİSK’in sesi bu!
He hey de hey,
susmaz kimse!
Grev mi yaptık,
He hey de hey hey,
dönmez kimse!”
DİSK işçi sınıfı için doğrudan “kölelikten kurtuluş” anlamına geliyordu.
O yüzden 1477 kişilik dev bir dava açtılar 12 Eylül’de… Ve tam 50 yöneticisi için de idam istediler!
DİSK işçi sınıfının kökleriyle ve uluslararası sınıf mücadelesiyle bağlarını kurdu, geliştirdi, uyguladı, yaşattı!
1 Mayıs işte böylesi bir çabanın sonucu olarak ortaya çıktı.
BAHAR VE İŞÇİ BAYRAMI
DİSK ilk olarak 1976’da 1 Mayıs’ı Taksim’de yığınsal bir törenle kutladı. Ondan önceki yasal 1 Mayıs, 1925’te kutlanmıştı. Sonra Takrir-i Sükûn Kanunu (suskunluk-sessizlik) ile on yıllar yasaklar altında geçti.
DİSK 1976’da 1 Mayıs İşçi Bayramı’dır deyince Türkiye’nin yalan makineleri cehalet çarklarına asıldı, halkın gözlerindeki perde kalkmasın diye:
-1 Mayıs işçilerin değil sadece komünistlerin bayramıdır!
Şaka gibi gelecek ama bu koro içinde TÜRK-İŞ yönetimi de vardı. TÜRK-İŞ, 1977’de 1 Mayıs’a şöyle bakıyordu:
“1 Mayıs’ın amacı sosyalizmi geliştirmektir. Bu durum Anayasamızın reddettiği bir doktrindir!”(*)
Bu bildirileri yayınlayan TÜRK-İŞ yönetimi, 30 Nisan günü koşarak Esenboğa Havaalanı’na giderler, uçaklara atladıkları gibi soluğu Moskova, Berlin, Paris, Londra gibi büyük merkezlerdeki 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına katılırlardı.
Basın da evlere şenlikti… Mesela mesleki yeteneği ve bilgisi tartışılmaz olan Güneri Civaoğlu, 29 Nisan 1977 tarihli Tercüman’daki köşesinde şöyle yazıyordu:
“DİSK’in önderliğindeki sol kuruluşlar ‘İşçi Bayramı’ olarak ilan ettikleri…”(**)
Oysa 1 Mayıs’ı DİSK değil, 1889 yılı temmuz ayında Paris’te toplanan II. Enternasyonal Amerikan işçi sınıfının 1886’daki 8 saatlik işgünü direnişini ölümsüzleştirmek için İşçi Bayramı ilan etmişti.
O GÜNLER GEÇTİ
Neyse ki o günler geçti, geldik bugünlere…
TÜRK-İŞ 1 Mayıs için İstanbul Valiliği’ne başvuruyu yapan işçi örgütü haline geldi. Artık entelektüel gazeteciler de 1 Mayıs için dünyadaki tarihinden farklı bilgiler vermiyorlar.
1 Mayıs 1977’den günümüze aradan geçen 32 yılda hiç kimse eskisi gibi değil. Sendikalar da eski güçlü yapılarından uzaklaştırıldılar. Sendikalı işçi sayısı düştü.
Bu koşullarda, 1 Mayıs’ı özlemiyle birlikte önemi daha da arttı.
Çünkü işçi sınıfı gücü oranında yaşama ağırlığını koyabilir. O yıllarda DİSK Başkanı Kemal Türkler’in ile sonraki Başkan Abdullah Baştürk’ün siyasi parti liderlerinden öte ağırlıkları, saygınlıkları vardı.
1 Mayıs 2010 ile birlikte işçi sınıfı ve tüm emekçiler eski günlerine doğru sahici bir adım atıyorlar. Akıllarda ve kalplerde “güzel günler” var. Bütün duyguların özeti sadece bir satıra sığabiliyor:
-1 Mayıs özlemi ve önemi!
Nazım ALPMAN - İNTERNET HABER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder